Test: BMW X1 xDrive 20d
BMW’nin yeni politikası belli: Kompakt sınıfa kadarki modeller önden çekişe geçiş yapıyor. Bu mevzuda 2 Serisi Coupe ve onunla beraber 1 Serisi’nin arkadan çekişe devam etme olasılığı olsa da bu oldukça küçük bir ihtimal. Önden çekişe geçiş mevzusunda endişelenmek içinse sebep yok. Sonuçta BMW Mini ile bu mevzuda fazlaca fazla deneyim biriktirdi ve bu zamana kadar kimse Miniler’in sürüş hisleri mevzusunda problemden bahsetmedi. Buradaki konuğumuzsa BMW’nin önden çekiş temeli üstünde yükselen ilk SUV’u. X1 selefinden değişik olarak daha SUV görünümlü bir otomobil ve bu sayede de daha geniş kitlelerin ilgisini çekebilme potansiyeline haiz. Peki yeni nesil BMW X1 iyi mi bir otomobil?
BMW’nin giriş seviyesi SUV’u. İlk nesli ağabeyleri X3 ve X5’in aksine yerden yüksek bir hatchback şeklinde görünüyordu fakat bu nesille beraber yüksekliği 5,3 santimetre artarken uzunluğu 3 santimetre kısalmış. Anlayacağınız X1 artık oldukca daha yüksek görünüyor. Boyutlardaki en garip veri aks mesafesindeki 9 santimetre’lik gerileme. BMW motorun enlemesine konumunun kazandırdığı alanı görünce fazladan aks mesafesinin anlam ifade etmeyen olacağı gerçeğiyle yüzleşmiş.
Çağdaş bir BMW benzer biçimde. iDrive’ın kazandırdığı minimalist tavır tüm kokpiti sarıyor. Bol miktarda gizleme gözü, iyi ayarlanmış sürüş pozisyonu, kaliteli malzemeler ve mütevazi kumandalar etkisinde bırakan bir edinim sağlıyor. Önden çekişli altyapının getirisi olarak aaks mesafesindeki 9 santimetre’lik azalmaya karşın arka koltuk diz mesafesi selefinden daa iyi, dahası arka koltukta sunulan alan hissi fazlaca daha çok. 505 litrelik bagaj hacmi de kesinlikle yeterliden oldukça daha çok.
Düzgüsel şartlarda burnunda mavi-beyaz logo olan her aracın başımızın üstünde yeri vardır. Fakat X1 minik tereddütler yaratıyor. Ilk olarak kullandığımız versiyon 2,0 litrelik Diesel motor ve 4 tekerlekten çekiş sistemine sahipti. Açıkçası 1,5 litrelik Diesel motor ve 6 vitesli manuel şanzımana ya da 1,5 litrelik benzinli motor ve 6 vitesli otomatik şanzımana haiz versiyonlar varken bu pahalı versiyonu tercih edeceklerin sayısının oldukça azca olacaktır. 190 beygir güç ve 400 Nm tork üreten 2,0 litrelik Diesel motor oldukça başarıya ulaşmış. Benzinli motorlar şeklinde devirlenmeye aç ve bu sırada ürettiği sesler de çekici. Süspansiyon sisteminin tepkileri de oldukça başarı göstermiş; darbeleri rahatça emiyor gövdenin salınımını sınırlandırıyor ve sessiz çalışıyor. Direksiyon sistemi ise markanın yarattığı beklentiden uzak, dengesiz bir keskinliğe haiz ve uzun virajlarda da tutarsız yönlendirme yapıyor. Bundan dolayı dönemeç içinde direksiyon açısın değişiklik yapmak zorunda kalıyorsunuz. Önden kayma eğilimi süratli çalışan 4 tekerlekten çekiş sisteminin kontrolü altında fakat ön aks en azından 1750 d/d’da gelen 400 Nm’lik torkla başetmekte zorlanıyor benzer biçimde görünüyor. Hal bu şekilde olunca önden çekişli versiyonların tam olarak iyi mi hisler vereceğini kestirmek zorlaşıyor.
Benzinli motor ve otomatik şanzımana sahip olan versiyon aynı ikiliye mevcut Audi Q3 ve Mercedes GLA’nın sıralama fiyatlarının tam ortasında fiyat seviyesine haiz. Diesel motor ve manuel şanzımana haiz versiyon ve bizim kullandığımız 2,0 litrelik Diessel motora haiz versiyonsa sipariş üstüne ithal ediliyor.
BMW giriş seviyesi SUV’uyla oldukça iyi bir iş çıkartmış ve rakiplerinin aksine gerçek SUV hissiyle fark yaratmış. Önden çekişli versiyonun sürüş karakteri hakkında yorum yapamıyoruz fakat önden fazla kayıyorsa da bu onu fena bir otomobil yapmayacaktır.